Prof. Dr. Birpınar: “2035’e kadar Türkiye’de fosil yakıtlı araç kalmaz”

Yeni Şehir Kalkınma Vakfı (YEKAV) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Avrupa Birliği’nin emisyon hedefleri doğrultusunda içten yanmalı motorlu araçları şehir merkezlerinden uzaklaştırma politikasının, tüm dünyada elektrikli araçlara geçişi hızlandırdığını ifade etti. Türkiye’nin de bu dönüşüme hızla adapte olduğunu, yerli elektrikli araç üretimi Togg’un kurulmasının önemli bir adım olduğunu vurguladı. Birpınar, yerli üretimin desteklenmesi ve vatandaşların yerli malı alımına teşvik edilmesinin bu dönüşümü daha da hızlandıracağını savundu.
Birpınar, Çin’in yerli ürünlere olan desteğini örnek göstererek, Türkiye’de de kamu kurumlarının kiralama yaparken yerli elektrikli araçları tercih etmesi, vatandaşların bu araçlara yönelmesi gerektiğini belirtti. Bu sayede, Ar-Ge çalışmalarının finansal olarak destekleneceğini ve sektöre ivme kazandırılacağını söyledi.
10 YIL SONRA FOSİL YATILI ARAÇLARA ELVADA!
Geleceğe dair iddialı bir tahminde bulunan Birpınar, “Ben inanıyorum ki, 2035 en geç 2040’ta Türkiye’de fosil yakıtla çalışan hiçbir araç kalmaz. Hepsi elektrikli olur. Çünkü vatandaş daha ucuzu, daha temizi tercih edecektir” dedi. Elektrikli araçların daha sessiz ve çevreci olmasının yanı sıra, şarj maliyetlerinin düşmesiyle birlikte daha cazip hale geleceğini öngördü.
Tarihten bir örnekle bu hızlı değişimi pekiştiren Birpınar, “Dünyada elektrik bulunmadan evvel tüm aydınlatmalar balina yağıyla yapılıyordu. Elektrik bulunduğu iki sene içerisinde balina yağı sektörü bitti. Bu işler de böyle çok hızlı olur” diyerek dönüşümün kaçınılmaz ve ani olabileceğini vurguladı.
NET SIFIR EMİSYON HEDEFİ VE ULAŞIM POLİTİKALARI
Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmasında ulaşım sektörünün kritik bir rol oynadığını belirten Birpınar, bu hedefin sadece emisyonları sıfırlamak değil, aynı zamanda üretilen emisyonların absorbe edilmesini sağlamak anlamına geldiğini açıkladı. Türkiye’nin bu hedefe yönelik yapısal reformlar yaptığını, İklim Kanunu’nun çıkarıldığını ve AB’nin emisyon ticareti sistemiyle ilgili yönetmeliklerin hazırlandığını dile getirdi.
Bu süreçte elektrikli araç fabrikalarının kurulması ve şarj istasyonlarının hızla yaygınlaşmasının önemine dikkat çeken Birpınar, benzin istasyonlarının yerini elektrikli şarj istasyonlarına bırakacağını söyledi.
MİKROMOBİLİTE ŞEHİR PLANLAMASINA ENTEGRE EDİLMELİ
Konuşmasında mikromobilite uygulamalarına da değinen Prof. Dr. Birpınar, skuter ve bisiklet gibi araçların artık birer eğlence aracı olmaktan çıkıp, şehir içi ulaşımda ciddi çözümler sunduğunu ifade etti. Bu araçların trafiği azalttığını, çevreci ve pratik bir alternatif sunduğunu belirtti.
Birpınar, şehir planlamacılarının mikromobiliteye uyum sağlamaya başladığını, yürüyüş yolları ve bisiklet yolları gibi düzenlemelerin şehir içi ulaşımı kolaylaştırdığını dile getirdi. Bu çözümlerin, özellikle trafikte tek kişi seyahat eden araçların yarattığı yoğunluğa karşı etkili bir çözüm olduğunu vurguladı.
15 DAKİKALIK ŞEHİRLER MODELİ
Prof. Dr. Birpınar, modern şehirlerin “15 dakikalık şehirler” olarak planlanması gerektiğini de vurguladı. Bu modelde, evden çıkan bir bireyin yürüme mesafesinde veya kısa bir mikromobilite aracı yolculuğuyla hastane, okul, alışveriş merkezi gibi temel ihtiyaç noktalarına ulaşabilmesi amaçlanıyor.
Bu vizyonun şehir planlamalarıyla gerçekleştirilebileceğini söyleyen Birpınar, “İnsanlar şuna ihtiyaç duymamalı: ‘Ben sabah arabamı çalıştırayım, trafiğe çıkayım.’ Evinden çıktığı zaman 10 dakika içerisinde yürüyerek bir metro istasyonuna ulaşırsa veya bir mikromobilite aracıyla istediği yere gidebiliyorsa bu planlama doğru yapılmış demektir” dedi.
YEKAV olarak bu sorunlara çözüm üretmek için çalıştıklarını ve özel sektör ile kamu kurumları arasında bir köprü görevi gördüklerini belirten Birpınar, sürdürülebilir ulaşımın sadece çevreye değil, aynı zamanda sağlığa ve ekonomiye de fayda sağlayacağını ifade etti.