Miu Miu’nun Kylie Jenner Hamlesi Marka Kimliğini Nasıl Etkiliyor?

2025 Sonbahar/Kış kampanyalarının yayınlanmasının ardından, Kylie Jenner’ın yer aldığı Miu Miu görselleri sosyal medyada sessiz ama güçlü bir tepki yarattı. Pek çok kişi bu tercihin ardındaki mantığı sorgularken, kampanya aslında daha temel bir soruyu gündeme taşıdı: Moda dünyası gerçekten yeniliklere açık mı, yoksa hep aynı yüzlerle mi ilerliyor?

Kylie Jenner’ın Miu Miu için seçilmesi yüzeyde stratejik bir hamle gibi görünebilir. 393 milyon Instagram takipçisi ve 54.8 milyon TikTok izleyicisi olan bir mega influencer’la görünürlük kazanmak kulağa kolay geliyor. Ancak mesele yalnızca erişim değil, temsil etmek.

Miu Miu, uzun yıllardır “farklı olmanın cazibesi” ile tanımlanıyor. Miuccia Prada’nın yaratıcı vizyonunu taşıyan marka, içe dönüklük, bireysellik ve entelektüel bir zarafetle öne çıktı. Kitap okuyan, tuhaf ama özgür ruhlu genç kadının markasıydı Miu Miu. Bu yüzden Kylie Jenner gibi popüler kültürün merkezinde yer alan ve ticari kimliğiyle tanınan bir figürün bu evrende nasıl konumlandığı, moda takipçileri arasında soru işareti yaratıyor.

Elbette Kylie Jenner da dönüşebilir; kadınların farklı yönlerini keşfetme hakkı tartışılmaz. Ancak bu dönüşüm, Miu Miu’nun yıllardır inşa ettiği sessiz, zeki, “cool” kadının portresini ne kadar destekliyor? Kampanyadaki diğer isimler -Myha’la, Cortisa Star, Rila Fukushima gibi çok yönlü karakterler- ne yazık ki Kylie’nin gölgesinde kalıyor. Bu da tekrar aynı soruyu gündeme getiriyor: Moda dünyasında her kampanyanın merkezine benzer figürleri yerleştirmek, hayal gücünü sınırlamıyor mu?

Miu Miu’nun “Femininities” adını verdiği bu kampanya, görünüşte görünüşte kadınlık hallerinin çeşitliliğini kutluyor. Ancak bu çeşitlilik gerçekten içeriden mi geliyor, yoksa yalnızca yüzeyde mi kalıyor? Ve hâlâ bağlam önemli mi?

Kylie Jenner’ın Miu Miu dünyasında ne kadar kalıcı olacağını zaman gösterecek. Ancak bu tercih, markaların yalnızca en çok tıklananı değil, temsil ettikleri değerlerle örtüşen isimleri seçme sorumluluğuyla karşı karşıya olduğunu hatırlatıyor. Miu Miu’nun risk almasını elbette önemsiyoruz. Ancak bu risk, yaratıcı bir meydan okuma değil de algoritmik bir güvence gibi hissettirdiğinde, geriye yalnızca estetik bir yorgunluk kalıyor.

Fotoğraflar: Miu Miu