İstanbul’da deprem felaketi kapıda!

Türkiye’nin yakın tarihindeki büyük depremler, sadece can kaybıyla değil, devasa maddi yıkımlarla da hafızalara kazındı. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, Van Depremi ve 6 Şubat 2023 Maraş Depremleri, on binlerce insanın hayatını kaybetmesine ve milyonlarca kişinin evsiz kalmasına neden oldu. Sadece 17 Ağustos Marmara Depremi’nde 18 binin üzerinde kişi yaşamını yitirmiş, 250 binden fazla konut tamamen yıkılmıştı. Van Depremi’nde 600’ü aşkın kişi hayatını kaybederken, on binlerce ev kullanılamaz hale geldi. Maraş merkezli 2023 depremlerinde ise 50 binden fazla bina çöktü ve bölgede milyonlarca insan acil barınma ihtiyacıyla karşı karşıya kaldı.
İSTANBUL ENDİŞE VERİYOR
Ancak bu felaketlerden ders çıkarıldığı söylenemez. İstanbul özelinde tablo daha da çarpıcı. Şehrin genelinde 1.5 milyon civarında riskli bina bulunuyor. Bu yapıların yaklaşık 500 bini acilen dönüşüm bekliyor. 1999 öncesi inşa edilmiş 4 milyon civarındaki konutun sadece 695 bini dönüştürülürken, 93 bin konut ise süreç içinde dönüşüm aşamasında. 2000 yılı ve sonrasında yapılan yapılar deprem yönetmeliklerine uygun olsa bile, geriye kalan 3 milyon 500 binden fazla konut risk altında. Mevcut rakamlar, İstanbul’un her köşesinde deprem tehdidinin sürdüğünü gösteriyor. Kentsel dönüşüm hızlandırılmazsa, olası büyük bir depremde, sadece can kaybı değil, ekonomik kayıplar da astronomik boyutlara ulaşacak.
KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞART
Yaklaşan tehlikeye karşı uyarılarda bulunan Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek ise, “Kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılmasıyla yaklaşan deprem tehlikesine karşı önlem almak ve 3 yılda 1 milyon konut üretmek mümkün. İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerimizin hızla olası depremlere hazırlanması gerekiyor. Niteliksiz yapıların yıkılıp yerlerine deprem dirençli yapıların inşa edilmesini amaçlayan kentsel dönüşüm süreçlerinde hızla hareket edilmesi büyük önem taşıyor” diyor.
TABLO UMUTSUZ
Şimşek, tablonun umut verici olmadığına da değinirken, şu uyarıları sıraladı: “Resmi verilere göre İstanbul’da 2000 öncesi konut sayısı 4 milyon 500 bindi, şu anda ise bu sayı 6 milyon 384 bine ulaşmış durumda. Veriler, bugüne dek kentsel dönüşüm yöntemiyle sadece 695 bin konutun dönüşümü sağlandığını gösteriyor. Ülkemizde 38 milyon 400 konut bulunuyor. Bu konutların ne kadarının deprem dirençli olduğunu hesaplamak bile oldukça umutsuz bir tablo ortaya koyuyor.”
POTANSİYELİMİZ VAR
“Geleneksel yapılara göre 7, 8 kat daha dayanıklı olan ve 2, 3 katı hızlı tamamlanan çelik yapılar, depreme karşı hem hızlı hem de güvenli bir çözüm sunuyor. Bir senede 300 bin konut üretebilmek için 2 milyon ton yapısal çelik gerekir. Ülkemizin kapasitesi ise 50 milyon ton. Bu üretim için 72 bin adet insan gücüne ihtiyaç var. Türkiye, tüm bu ihtiyacı karşılayacak çelik malzeme üretimine sahip.”
YAPI STOĞU ESKİ
Antalya Belek Üniversitesi İnşaat Teknolojileri Öğretim Görevlisi Hasan Özcan ise, Türkiye’deki mevcut yapı stokunun büyük bölümünün eski deprem yönetmeliklerine göre inşa edildiğini vurguladı. 2018 yılında yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin daha katı ve çağdaş esaslara dayandığını belirten Özcan, “Bu yönetmelik sadece yeni binalar için değil, mevcut yapıların performans analizi ve güçlendirme süreçleri için de dikkate alınmalı” ifadelerini kullandı.
DENETİMLER ARTMALI
Kentsel dönüşümün yalnızca eskiyi yıkıp yerine yeniyi koymak olmadığını vurgulayan Hasan Özcan, “Dönüşüm projeleri bilimsel mühendislik, nitelikli malzeme, tarafsız denetim ve yerel risk analizleriyle yürütülmeli aksi halde yeni binalar da aynı hataları tekrar eder. Mevcut yapı stokunun performans değerlendirmeleri hızla yapılmalı, yüksek riskli binalar acilen güçlendirilmeli veya yenilenmeli. Ayrıca denetim sistemleri bağımsız, şeffaf ve sürekli çalışmalı.”
[email protected]
Kaynak: Web Özel