Kültür Sanatın Rotası: Meşher – Haber

“Yüksek uygarlığın merdiveni sanattır.” Mustafa Kemal ATATÜRK

Bir Vehbi Koç Vakfı (VKV) kuruluşu olan Meşher’in Hikâye İstanbul’da Geçiyor sergisi kapsamında film gösterimleri davetine Kitaphaber’i temsilen katılım sağladım. Eşsiz eserleri görme fırsatı sunan Ömer Koç ve Meşher ekibine; Kitaphaber ve kendi adıma teşekkürlerimi sunuyorum. Sergi ve film gösterimi muazzamdı. Sanatın rotasını belirleyerek Kitabı sanata dönüştüren Meşher, tarihsel araştırmalardan çağdaş sanata uzanan sergileri ve yayınları, atölye ve konferanslar gibi kapsamlı ve paralel etkinliklerle zamanlar ve kültürler arasında yeni bir diyalog zemini sağlamayı başarıyor. Adını Osmanlı Türkçesinde “sergi mekânı” anlamına gelen kelimeden alan Meşher, faaliyetlerini disiplinlerarası yaklaşımıyla Eylül 2019’dan itibaren etkileyici perspektifler sunarak sürdürüyor. Orta Çağdan günümüze uzanan bir zaman aralığında, geniş bir konu yelpazesinde sergileriyle hakikati sunuyor. Çok yönlü programı, araştırmaya dayalı akademik yönü ve yayınlarıyla Meşher, bir referans noktası olarak kültür ve sanat ortamına hayran bırakarak katkıda bulunuyor. İstiklal Caddesi’nde yer alan Meşher’de, ziyaret, etkinlik ve sergi turları ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. Pazartesi hariç haftanın altı günü ziyaret edilebilir.

Sergi İzleği: Hikâye İstanbul’da Geçiyor Sergisi

“Sanatı düşündüğüm zaman aklıma güzellik gelir. Güzellik hayatın gizemidir. Güzellik gözde değil, zihindedir. Zihnimiz mükemmelliğin farkındadır.” Agnes Martin

Hikâye İstanbul’da Geçiyor Sergisi, belirlenen konsepte ve sanatçıya odaklanarak bir araya getirilen eserleri izlerine sunuyor. İki kat ayrılan sergi alanındaki eserlerin izleyicisine iki göz yetmeyecektir. Hikâye İstanbul’da Geçiyor, Batı edebiyatının farklı türlerinde yer alan İstanbul temsillerine odaklanıyor. 23 Ocak’ta açılan sergi, Ömer Koç Koleksiyonu’ndan yaklaşık 300 kitabı merkezine alarak, fantastik öykülerden bilimkurguya, grafik romanlardan casusluk hikâyelerine uzanan geniş bir seçkiyi ve orijinal el yazma eserleri sergiliyor. Voltaire, Virginia Woolf, Jules Verne, Ian Fleming gibi yazarların eserlerini bir araya getiren sergi, şehrin başta edebiyat olmak üzere diğer yaratıcı alanlar üzerindeki ilham verici etkisini gözler önüne seriyor. Küratörlüğünü Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin’in üstlendiği sergi, ziyaretçilere kitaplardan uyarlanan filmlerin gösterimlerinin yanı sıra çocuk ve yetişkinler için çeşitli atölyelerle zenginleşen bir deneyim vadediyor. Sergiyle aynı ismi taşıyan sergi kataloğu da sergiye dair derinlemesine bir bilgi kaynağı sunuyor. 16. yüzyıldan günümüze kadar uzanan bir dönemden eserleri kapsayan sergi, 18 Ocak 2026’ya kadar Meşher’de görülebilir.

Sineroman: Meşher’de Temmuz Ayı Film Gösterimleri

Meşher, Hikâye İstanbul’da Geçiyor Sergisi kapsamında Batı edebiyatındaki kurmaca eserlerden uyarlanmış filmlerin ve tiyatro oyunlarının bazılarının gösterimine temmuz ayında da devam ediyor. Programda Alain Robbe Grillet’den L’Immortelle uyarlaması ve Pierre Loti’nin Les Désenchantées romanından esinlenen kurgu belgesel Le mystère des Désenchantées yer alıyor.

Meşher, 23 Ocak’ta kapılarını açan Hikâye İstanbul’da Geçiyor sergisi kapsamında film gösterimlerinin temmuz ayında da devam ediyor olması izlerin bu eşsiz deneyimi için sevindiricidir. Film seçkisi, Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin’in küratörlüğünü üstlendiği sergide yer alan 300 eserden beyaz perdeye uyarlanan çeşitli yapımlardan oluşuyor.

Seçkinin temmuz ayı programında, Alain Robbe-Grillet’den L’Immortelle ve Pierre Loti’nin Les Désenchantées romanından esinlenen, Didier Roten ve François Vivier’in yönettiği yarı kurmaca yarı belgesel Le Mystère des Désenchantées filmleri gösterimde.

Bugün gösterimini etkilenerek izlediğim Le Mystère des Désenchantées, Pierre Loti’nin roman kahramanlarının izini sürüyor. Pierre Loti’nin, İstanbul’da yaşayan Cenan, Zeynep ve Melek adlı üç kadının hikâyesi üzerinden Osmanlı kadınlarının toplumdaki yerini anlattığı Les Désenchantées, 1906’da yayımlanmış. Bezgin Kadınlar adıyla Türkçeye çevrilen romanın baskı yok. Çeviride Mutsuz Kadınlar adıyla uyarlanan Le Mystère des Désenchantées adlı kurgu-belgesel,12 Temmuz Cumartesi günü saat 14.00’te gösterime girdi.

Didier Roten ve François Vivier’nin yazıp yönettiği film, genç bir Fransız gazetecinin İstanbul’da bir fotoğraf sergisinde, Pierre Loti’nin 20. yüzyılın başında Türkiye’ye yaptığı seyahatlerden getirdiği fotoğrafları keşfetmesiyle başlıyor. Gazeteci, bu keşfin ardından Loti’nin Les Désenchantées adlı romanında anlatılan üç genç Osmanlı kadınının izini sürmeye başlıyor. Film, geçmiş ile bugünü, kurgu ile gerçeği iç içe geçirerek anlatısını sürdürüyor.

Pierre Loti, 1906 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nda kadınların durumunu eleştiren ve doğrudan bu üç örtülü kadınla karşılaşmalarından esinlendiği Les Désenchantées adlı romanını yayınladı. Oryantalist bakış açısının izleklerini de görülen bu eserde peki bu kadınlar gerçekte kimdi? Ve bugün Türkiye’deki kadınların durumu nedir? İstanbul’da bir fotoğraf sergisi sırasında genç bir gazeteci, Pierre Loti’nin 20. yüzyılın başlarında Türkiye’ye yaptığı seyahatlerden getirdiği fotoğrafları keşfetti. Yazarı gizemli “kara hayaletler” ile çevrili halde tasvir eden fotoğraflardan birini görünce meraklanan gazeteci, Müslüman kadınların özgürleşmesinin yolunu açan bu kadınların izinden gitmeye karar verdi. Dünden bugüne, küçükten büyüğe uzanan bu macera, 1906’da İstanbul haremlerinden yüksek riskli bir şekilde kaçan Fransız bir gazeteci ve iki Türk ve Müslüman arkadaşının düzenlediği edebi bir mistifikasyonun öyküsü aracılığıyla, oldukça güncel bir feminist temanın izini sürüyor.

1752648078614 El yazmasıı eserinin de sergilendiği Pierre Loti, İstanbul’da bir caddeye adının verilmesine, Eyüp’teki tepenin onun adıyla anılmasına neden olacak kadar Türkler tarafından benimsenen Fransız bir yazardır. Balkan Savaşı felaketinden itibaren, Avrupa’da Türkleri yazdıklarıyla savunan az sayıdaki yazarlardan biri de Pierre Loti olmuştur. Benimsenmiş bir isim olmasının temelinde böyle bir kadirşinaslığa sahiptir. Fransız donanmasında bir deniz subayı olan Pierre Loti, pek çok yeri gezme ve görme imkânı bulmuştur. Gördüğü yerler hakkında, egzotik bir anlayışla romanlar yazmıştır. Bu yerler arasında Türkiye ilk sırada yer alır; Türkiye ve Türklere karşı sevgisi ön plandadır. Bezgin Kadınlar (Mutsuz Kadınlar), 1903’ten 1905’e kadar İstanbul’da Fransız Büyükelçiliği emrindeki geminin kumandanı olarak yaşamış olan Pierre Loti’nin bu dönemine ait bir romandır. Bezgin Kadınlar’da harem hayatı yaşayan Türk kadınların durumu ele alınır. Pierre Loti’ye göre, sıkıcı ve boğucu bir harem hayatı yaşayan kadınlara biraz daha serbestlik verilmesi yerinde olacaktır. Romanın İstanbul tasvirleri de son derece renkli ve etkileyici; yüz yıl öncesinin İstanbul’unda bir gezintiye çıkarıyor.

Temmuz ayının bir diğer Filmi; İstanbul’da bir kayboluş hikâyesi. Fransız yeni roman akımının kuramcılarından Alain Robbe-Grillet’nin kendisinin yazıp yönetmenliğini yaptığı L’Immortelle filminin gösterimi 25 Temmuz Cuma günü saat 16.00’da gerçekleşecek.

Alain Robbe-Grillet, her sahnenin ayrıntılı olarak betimlendiği aynı isimli sineromanındaki görüntülerin alındığı L’Immortelle filmini 1963’te İstanbul’da çekti. Film, İstanbul’a gelen Fransız bir öğretmenin, gizemli ve isimsiz bir kadınla yaşadığı yoğun ama belirsiz ilişkiyi ve kadının aniden ortadan kaybolmasının ardından onun izini sürmesini anlatıyor.

Katılım ve Kayıt

Meşher’deki film gösterimlerine katılım ücretsizdir. Katılım için kayıt zorunlu olup, kontenjan sınırlıdır.

Sergi sonuna kadar devam edecek olan film gösterimlerinin detayları için Meşher’in web sitesi ve sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.

Film Künyeleri

L’Immortelle

Yönetmen: Alain Robbe-Grillet

Fransa, İtalya, 1963

Süre: 100 dakika

Le mystère des Désenchantées

Yönetmen: Didier Roten, François Vivier

Fransa, 2015

Süre: 52 dakika


Yazar: Ülker GÜNDOĞDU
Yayın Tarihi: 16.07.2025 09:41 –
Güncelleme Tarihi: 16.07.2025 09:45

Başa dön tuşu
Haber Tiraj